Fatma Çiftci, Cennet Oğuz, İsmail Çiftci
Çalışmanın temel amacı Konya ilinde kuru fasulye üretiminde ilk sırada yer alan Çumra ilçesindeki işletmelerin sermaye yapılarının belirlenmesidir. Araştırmada örnekleme hacmi tabakalı tesadüfî örnekleme yöntemine göre yapılmış olup veriler 2021 yılına aittir. İncelenen işletmelerin aktif sermayesinin %87.12’sinin duran (sabit) varlıkların oluşturduğu, duran varlıkların içinde de en yüksek pay %72.52 ile toprak sermayesine ait olduğu belirlenmiştir. İşletmeler ortalamasında pasif sermayesini %21.34’ünü yabancı sermaye, %78.66’sını öz sermaye oluşmaktadır. Gayrisafi üretim değerinin %74.37’sini bitkisel üretim, %25.63’ünü hayvansal üretim değeri oluşturmaktadır. İşletmenin yapmış olduğu üretim faaliyetleri sonucunda elde ettiği gelir ile işletmenin toplam sermayesini kaç yılda geri ödeyeceğini ifade eden sermaye devir oranı %17.11, sermaye hızı ise 5.95 yıl olarak hesaplanmıştır. Bu süre oldukça uzun bir zaman olup tarım işletmelerinin kredi kullanma durumunu kısıtlamakta, çiftçi risk almaktan kaçınmaktadır. Son yıllarda girdi fiyatlarındaki aşırı dinamik değişimlerin yaşandığını da dikkate alarak işletmelerin ölçeklerine göre destekleme modellerinin geliştirilmesi, işletmelerin uygun faiz oranları kredi sağlamalarına imkan sağlayacak politika önlemleri alarak bölgenin bu üretim faaliyeti kolundan vazgeçmesinin önüne geçilmesi için çalışma yapılmasında yarar vardır. Ayrıca araştırma bölgesindeki kamu, sivil toplum, üniversite işbirliği içerisinde kuru fasulye yetiştiren tarım işletmelerine yönelik ıslah çalışmalrı, üretim teknikleri, girdi temini, finansman kaynakları ve teknoloji kullanımı konusunda destek olunmasında yarar olduğu düşünülmektedir.
The main purpose of the study is to determine the capital structures of the enterprises in Çumra district, which is in the first place in dry bean production in Konya. In the study, the sampling volume was made according to the stratified random sampling method and the data belong to the year 2021. It has been determined that 87.12% of the active capital of the examined enterprises consists of fixed (fixed) assets, and the highest share among the fixed assets belongs to the land capital with 72.52%. In the average of enterprises, 21.34% of the passive capital consists of foreign capital and 78.66% of equity capital. Vegetable production constitutes 74.37% of the gross production value and animal production value 25.63%. The capital turnover ratio, which expresses how many years the enterprise will pay back the total capital of the enterprise with the income obtained as a result of the production activities, has been calculated as 17.1% and the capital rate as 5.95 years. This period is quite a long time and restricts the use of credit by agricultural enterprises, and the farmer avoids taking risks. Considering that there have been extreme dynamic changes in input prices in recent years, it would be beneficial to develop support models according to the scale of enterprises, and to prevent the region from giving up on this branch of production activity by taking policy measures that will allow enterprises to provide loans with appropriate interest rates. In addition, it is thought that it would be beneficial to support agricultural enterprises that grow dry beans in cooperation with the public, civil society and university in the research region in terms of improvement studies, production techniques, input supply, financial resources and technology use.
Sevim Seda Yamaç
Son yıllarda, iklim değişikliği ve nüfus artışı gibi faktörler nedeniyle su kaynaklarının azalması tarımsal su yönetimini önemli bir konu haline getirmiştir. Bu sebeple, tarımsal su yönetimi için uydu destekli sistemlerin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu sistemler, geniş alanlarda su yönetimini yapmak için maliyet ve zaman avantajları sunmaktadır. Tarımsal su yönetimi için en önemli parametrelerden biri, bitkilerin topraktan su çekerek buharlaştırması ve atmosfere geri salması olan evapotranspirasyondur. Bu nedenle, Konya Ereğli ilçesinin 2000-2021 yılları arasındaki evapotranspirasyon verileri MODIS16 uydu görüntüsü kullanılarak incelenmiştir. Ayrıca, Sentinel 2 uydu görüntüleri kullanılarak bölgenin 2016-2022 yılları arasındaki NDVI verileri analiz edilerek tarım arazilerinin genel durumu gözlemlenmiştir. Bu analizlerin yanı sıra, 1981-2021 yılları arasındaki yağış rejimi de incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, yağış rejiminde genel bir artış trendi olduğunu göstermiştir ve bu artış trendi Gerçek ET verisinde de gözlemlenmiştir. NDVI verilerinde ise tarımsal faaliyetlerin arttığı Temmuz ve Ağustos aylarında en yüksek seviyelere ulaşıldığı görülmüştür. Bu veriler, tarımsal su yönetimi için uydu destekli sistemlerin önemini vurgulamaktadır ve tarımsal faaliyetlerin su kaynaklarına duyarlı bir şekilde yönetilmesinin önemini ortaya koymaktadır.
Due to factors such as climate change and population growth, the decrease in water resources has made agricultural water management an important issue in recent years. Therefore, the use of satellite-supported systems for agricultural water management is becoming increasingly widespread. These systems offer cost and time advantages for managing water in large areas. One of the most important parameters for agricultural water management is evapotranspiration, which is the process of plants drawing water from the soil, evaporating it, and releasing it back into the atmosphere. For this reason, evapotranspiration data for Konya Ereğli district between 2000-2021 was analyzed using MODIS16 satellite imagery. In addition, the general condition of agricultural land was observed by analyzing NDVI data for the region between 2016-2022 using Sentinel 2 satellite imagery. In addition to these analyses, precipitation patterns between 1981-2021 were also examined. The results showed a general increase in precipitation patterns, which was also observed in the Actual ET data. It was observed that the highest levels of NDVI data were reached during the months of July and August when agricultural activities increased. These data emphasize the importance of satellite-supported systems for agricultural water management and highlight the importance of managing agricultural activities in a water resource-sensitive manner.
|
Necibe Kayak, Banu Çiçek Arı, Yeşim Dal, Ünal Kal, Musa Seymen, Önder Türkmen
Bu çalışmada, biber çeşit ıslahı programı kapsamında geliştirilen 5 hibrit dolmalık biber çeşit adayının Konya’da tarla koşulunda yaz dönemi yetiştiriciliğinde meyve kalite ve verim özellikleri yönünden performanslarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. İlk hasatlar, fide dikiminden itibaren 68 gün sonra yapılmıştır. Meyve uzunluğu, 54.28-80.49 mm arasında değişim göstermiştir. Meyve çapı, 47.59-66.52 mm ve et kalınlığı 3.55-5.08 mm arasında bulunmuştur. Dolmalık biber genotipleri arasında bitki başına verim ortalaması 933.4 g olup; en yüksek 1496 g ile E27 çeşit adayına ve en düşük 678 g ile P17 çeşit adayında gerçekleşmiştir. Hibrit biber çeşit adaylarında bitki başına meyve sayılarının ortalama 14-22 adet arasında değiştiği belirlenmiştir. Bu çeşit adaylarının kurak ve yarı kurak iklime sahip Konya ekolojisi gibi bölgelerde açık arazi şartlarında yetiştirilebileceği ve ülke tarımına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. |
In this study, it was aimed to compare the performances of 5 hybrid bell pepper cultivars developed within the scope of pepper cultivar breeding program in terms of fruit quality and yield characteristics in summer cultivation under open conditions in Konya. The first fruits were harvested 68 days after planting. Fruit length varied between 54.28 and 80.49 mm. Fruit diameter was found to be between 47.59-66.52 mm and wall thickness between 3.55-5.08 mm. Among the bell pepper genotypes, the average yield per plant was 933.4 g, with the highest 1496 g and E27 variety candidate with the lowest 678 g and P17 variety candidate. It was determined that the number of fruits per plant in hybrid pepper cultivar candidates varied between 14 and 22 on average. It is thought that these cultivar candidates can be grown in open field conditions in regions such as Konya with arid and semi-arid climates and will contribute to the country's agriculture.
Metin Armağan, Muhammet İslam Işık
Özellikle coğrafyamızda, meralar küresel ısınmadan ve düzensiz otlatmadan dolayı hızla bozulmakta ve dokusunu kaybetmektedir. Bugün bilim, kuraklığa ve çoraklaşmaya töleransı yüksek, potansiyel hayvan yemi olabilecek ve meraların iyileştirilmesinde kullanılabilecek bitkiler üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Kurak bir iklime sahip Karapınar (Konya)'da yürütülen küçükbaş hayvancılık bu durumdan en fazla etkilenecek yerlerdendir. Bu çalışmayla Karapınar ve çevresinde meraların iyileştirilmesinde yararlanılabilecek bölgesel türlerin ve potansiyellerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yapılan arazi çalışmaları ile yaygın olan 13 tuzcul bitki tespit edilmiş ve bunların yem bitkisi ya da mera iyileştirmesindeki potansiyelleri değerlendirilmiştir. Mera ıslah çalışmalarında kullanılan Atriplex canescens ile aynı aileden 9 türün Karapınar'da bulunduğu, bunlardan özellikle Salicornia perennans'ın hayvan yemi, Camphorosma monspeliaca ve Bassia prostrata'nın ise mera ıslahında kullanılabileceği önerilmiştir.
Especially in our geography, pastures are rapidly deteriorating and losing their texture due to global warming and irregular grazing. Today, science is working on plants that are highly drought and barren tolerant, can be potential animal feed, and can be used to improve pastures. Small cattle breeding in Karapınar (Konya), which has a dry climate, is one of the places that will be most affected by this situation. With this study, it is aimed to determine the local species and their potentials that can be used in the improvement of rangelands in Karapınar and its surroundings. 13 common halophyte have been identified through field studies and their potential for forage crops or pasture improvement has been evaluated. It has been suggested that 9 species from the same family as Atriplex canescens, which is used in rangeland improvement studies, are found in Karapınar, and that especially Salicornia perennans can be used for animal feed, and Camphorosma monspeliaca and Bassia prostrata can be used for rangeland improvement. |
Dönay Yerlikaya Sümbül, Süleyman Soylu
Bu çalışma Konya ili Karapınar ilçesi ekolojik şartlarında 13 adet şeker mısır çeşidinin taze koçan ve hasıl verim özelliklerinin incelenerek bölgede yetiştirilebilecek en uygun şeker mısır çeşitlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırmada tüm çeşitlerde taze koçan verimleri, pazarlanabilir koçan verimleri ve hasıl verimi özellikleri incelenmiştir.
Araştırma sonucunda çeşitlerin ortalama taze koçan verimi 1583 kg/da olarak elde edilirken, çeşitler bazında taze koçan verimi değerleri en yüksek olan Vega (1729 kg/da) çeşidinde, en düşük değer ise Yummy (1511 kg/da) çeşidinde belirlenmiştir. Şeker mısır çeşitleri arasında pazarlanabilir koçan verimi en yüksek Vega (1600 kg/da) çeşidi olurken, en düşük değer ise Caremelo (1231 kg/da) çeşidinde tespit edilmiştir. Araştırma incelenen çeşitlerin hasıl verim değerleri 1352 kg/da (Khan) – 1100 kg/da (Adapare) arasında değişmiştir.
Çalışma sonucunda Karapınar ilçesinin de içinde yer aldığı Orta Anadolu şartlarının şeker mısır yetiştiriciliği için çok uygun olduğu ve yetiştiricilikte çeşit seçiminin pazarlanabilir koçan verimi açısından çok önemli olduğu, Vega ve Khan çeşitlerinin bölge için öne çıkan çeşitler olduğu sonucuna varılmıştır.
I
This research was carried out in order to determine the agronomic components related to fresh cob and green matter yield of sweet corn cultivars in Karapınar ecological conditions in 2021. 13 sweet corn varieties were used in the study. The research was carried out in a randomized block design with three replications. In the study, fresh ear yields, marketable ear yields and green matter yield yield characteristics of all cultivars were investigated.
As a result of the research, the average fresh ear yield of the cultivars was obtained as 1583 kg/da, the highest fresh ear yield values were determined in Vega (1729 kg/da) variety and the lowest value was determined in Yummy (1511 kg/da) variety on the basis of cultivars. Among the sweet corn varieties, the highest marketable ear yield was Vega (1600 kg/da), while the lowest value was found in Caremelo (1231 kg/da). The green matter yield values of the varieties examined in the research varied between 1352 kg/da (Khan) – 1100 kg/da (Adapare).
As a result of the study, it was concluded that the Central Anatolian conditions, including the Karapınar district, are very suitable for sugar corn cultivation and the selection of varieties in cultivation is very important in terms of marketable ear yield, Vega and Khan varieties are the prominent varieties for the region.